14 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçimlerinin ardından Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi dağılıyor.
2019 yılında AK Parti’den istifa ederek dün Davutoğlu ile birlikte Gelecek Partisi’ni kuran Gelecek Partisi Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Merkez Partisi Üyesi, Teşkilat Başkan Yardımcısı ve İzmir Bölge Koordinatörü Veysi Akay; tüm görevlerinden ve parti üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı.
Akay’ın ardından bugün partide üst düzey bir istifa daha yaşandı.
Gelecek Partisi’nden istifa etti.
Gelecek Partisi Kurucusu, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Lider Danışmanı Abdullah Teber de kısık sözlerle partisinden ve tüm görevlerinden istifa ettiğini açıkladı.
“Adaletten mahrum kalmış biri olarak adaleti en çok savunacak kişinin o olacağını düşündüm”
Abdullah Teber istifa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
1980 yılında başlayan iş hayatımda bugün dünya sıralamasında ülkemizi temsil eden bir iş insanıyım. Liderlik, hizmet etme yetkisidir. Buna inanarak, hizmetten hukuka, adalete, çok şükür yolumu hiç değiştirmedim. Adalete olan inancımız ve inancımız gereği haksızlığa, hukuksuzluğa, beceriksizliğe göğüs gerenlerle hep yan yana, omuz omuza yürüdüm. Din, dil, milliyet, kültür, renk veya köken ne olursa olsun.
Bu noktada son Başbakan Ahmet’in yaşadığı haksızlıklara karşı fikirlerimiz ve dünya görüşlerimiz ne kadar farklı olursa olsun sessiz kalmamak için 2019 yılında kurduğu Gelecek Partisi’nin kurucu komitesinde görev aldım. Ülkede seçilen Davutoğlu. Amacım uğradığı hukuksuzluklara sağlam bir temel oluşturmaktı. Ne de olsa adaletten mahrum kalmış biri olarak adaleti en çok savunacak kişinin o olacağını düşündüm. Kullandığı enstrümanın adalet ve liyakatten başka bir şey olmayacağını düşündüm. İş hayatımdaki meşguliyetimi bir kenara bırakarak, yılların verdiği tecrübe ve bilgi birikimimle adaleti getireceğine inandığım partide ilerlemeye başladım.
“İnsanların umutlarının boşa gittiğini gördüm”
“Ülkeyi yarı yolda terk etti”
Kurucu heyet üyesi olarak seçmenlere, üyelere ve benim gibi düşünen meslektaşlarıma karşı kendimi sorumlu hissederek bazı şeyleri düzeltmek ve açıklamak istediğimde Ahmet Davutoğlu’na ulaşamadım.
Tüm insanlara karşı kusura izin vermeyeceğimi, sözlerimin adil ve adil olacağını bilen Genel Başkan, telefonlarıma cevap vermedi ve görüşme taleplerimi cevapsız bıraktı. Nihayet; İnsanların kendine olan inancını ve beklentilerini karşılayamadı, hayal kırıklığına uğradı. Parti, kendilerini ve birçok yakınlarını kurtarmanın değerine inananlar ve dahi ülkeyi hiçliğin ortasında terk etti.
“Önce arkadaşlarının güvenoyu, ardından kaybeden seçmenin oyunu”
Milletvekili olmak için can atan şahıslar bizi milletvekilliği dağıtan bir makam olarak gördüler. Başından beri bazı arkadaşlarım (örgütün en çalışkan askeri olan Veysi Akay kardeşimin net bir şekilde anlattığı gibi) ve benim verdiğim desteği anlamadılar, görmediler, adil olma konusundaki sözünü tutamadılar. ve liyakatle hareket et. seçmen kaybetti.
“Bıraktım”
Kuruluşundan bu yana benim için bu partiye zaman, emek ve para harcayan, ülkenin her yerinden tüm yol arkadaşlarıma hakkını vermenizi istiyorum. Adaletli ve liyakatli bir tavır sergileyeceğine inanmadığım için Genel Başkan’a olan inancımı kaybettim.
Genel liderlik danışmanlığından, Parti Yönetim Kurulu üyeliğinden ve Parti üyeliğinden istifa ediyorum.”
